29 Aralık 2015 Salı

Çayı Değil Çay Yapraklarını İçmek İçin: Japonya’dan Matcha Çayı


Son altı ay yoğun bir koşuşturma içinde geçti. Hem iş, hem ülke gündemi.. Çok istediğim halde, uzun zamandır paylaşmak istediğim bu muhteşem çayı ancak paylaşabiliyorum. Tabii önce paylaşabilmek için matcha ve matcha hazırlamakta kullandığımız, Japonların chasen dediği bambu karıştırıcı / köpürtücüyü edinmem gerekiyordu. Münih’e giden sevgili Nihancan siparişlerimi itinayla temin etti.

Biraz matcha’nın nasıl elde edildiğinden bahsetmek istiyorum. Matcha çay yapraklarının gölgede dinlendirilen yapraklarından elde ediliyor. Ancak gölgede kalan yapraklar klorofil seviyesinde önemli bir artışa, amino asit sentezinin hızlanmasına, koyu yeşil bir renk almasına neden oluyor. Matcha’yı kanser düşmanı olarak nitelendirilme sebeplerinden bir tanesi içeriğindeki muazzam klorofil düzeyi. Matcha hazırlanırken yalnızca en kaliteli tomurcuklar ve yapraklar toplanıyor. Toplanan tomurcuk ve yaprakların damarları temizleniyor, fermentasyonu durdurmak için hafif bir şekilde buhara tutuluyor, taş değirmenden geçirilen gölgede kurutulmuş yapraklar parlak yeşil, pudraya benzer bir yapıya dönüşüyor ve işte matcha içime hazır!


Tabii matcha Japon çay seramonisine tamı tamına uygun bir çay olarak hazırlanışı belirli bir emek istiyor. Seramonin ilk adımı önceden sıcak su ile ısıtılmış porselen bir kabın ısıtılıp iyice kurulanmasının ardından (kişi başı 5 gr olarak düşünülebilecek şekilde) matcha’nın mümkünse elenerek ve ardından 70 dereceyi geçmeyen sıcak suyun üzerine eklenmesiyle başlıyor. Suyu koyarken çok dikkatli olmakta yarar var, zira su miktarının olması gerekenden fazla olması durumunda köpük elde etmek zorlaşıyor. İkinci adımda ise köpük elde etmek için chasen ile aynı yöne hızlı dairesel hareketlerle matcha ile suyu birbirine iyice yediriyoruz. Bazı kaynaklarda, buzdolabında saklanması gereken matcha’nın doğrudan soğuktan porselen kaba alınması yerine 30 dakika kadar oda sıcaklığında dinlendirilmesi gibi tavsiyeler yer alıyor. 
                                             
Tıpkı diğer çay çeşitlerinde olduğu gibi matcha üretimi de ciddi bir emek istiyor. 30 gramlık bir matcha öğütebilmek bir saate yakın vakit alıyor. Öte yandan matcha yalnızca çay keyfinde değil, dondurma, tatlı, latte gibi farklı alanlarda da yalnızca Asya’da değil, Kuzey Amerika’da da tüketiliyor. Ve matcha’nın son kullanıldığı bir nokta: matcha likörü! Ben matcha’nın her haline bayılıyorum, likörü henüz denememiş olmakla beraber :)

Matcha hem kupalarımıza gelişi, hem hazırlanışı, emek, incelik ve zahmet isteyen, ama o ölçüde de sağlığa inanılmaz faydası olan bir çay.

Tıpkı matcha gibi inceliklerle ama az zahmetle geçsin 2016 yılınız, sağlık, mutluluk, huzur ve sıcak çayınız hep yanı başınızda olsun! İyi seneler..

                                                    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder